NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’S-SİYER

<< 2263 >>

التعبئة

39- (Savaşta Askerleri, Gereken Yerlere) Yerleştirmek

 

أنبأ زياد بن يحيى قال حدثنا أبو داود عن زهير وأنبأ عمرو بن يزيد قال حدثنا أبو داود قال حدثنا زهير عن أبي إسحاق عن البراء قال استعمل رسول الله صلى الله عليه وسلم على الرماة يوم أحد عبد الله بن جبير وكانوا خمسين رجلا وقال لهم كونوا مكانكم لا تبرحوا وإن رأيتم الطير تخطفنا قال البراء أنا والله رأيت النساء باديات خلاخيلهن قد استرخت ثيابهن يصعدن الجبل فلما كان من الأمر ما كان مضوا فقال عبد الله بن جبير أميرهم كيف تصنعون يقول رسول الله صلى الله عليه وسلم فمضوا فكان الذي كان فلما كان الليل جاء أبو سفيان بن حرب فقال أفيكم محمد فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا تجيبوه ثم قال أفيكم محمد فلم يجيبوه ثم قال أفيكم محمد الثالثة فلم يجيبوه فقال أفيكم بن أبي قحافة فلم يجيبوه فقال أفيكم بن أبي قحافة فلم يجيبوه حتى قالها ثلاثا ثم قال أفيكم بن الخطاب حتى قالها ثلاثا فلم يجيبوه فقال أما هؤلاء فقد كفيتموهم فلم يملك عمر نفسه فقال كذبت يا عدو الله ها هو ذا رسول الله صلى الله عليه وسلم وأبو بكر وأنا أحياء ولك منا يوم سوء فقال يوم بيوم بدر الحرب سجال وقال في حديث زياد ثم قال أعل هبل فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أجيبوه قالوا ما نقول يا رسول الله صلى الله عليه وسلم قال قولوا الله أعز وفي حديث زياد الله أعلى وأجل ثم قال لنا عزى ولا عزى لكم فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أجيبوه قالوا يا رسول الله وما نقول قال قولوا الله مولانا ولا مولى لكم ثم قال أبو سفيان إنكم سترون في القوم مثلة لم آمر بها ثم قال لم تسؤني

 

[-: 8581 :-] Bera anlatıyor: Uhud savaşında Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) elli kişiden oluşan okçuların başına Abdullah b. Cübeyr'i koymuştu. Onlara: "Kuşların bizi kapıp götürdüğünü görseniz bile yerinizden ayrılmayın" emrini de verdi. Valiahi ben dağa doğru kaçarak tırmanan kadınların halhallarını ve giysilerinin dağıldığını gördüm. Ancak Müslümanlar müşrikleri hezimete uğratınca okçular yerlerini terk edip aşağıya inmeye başladılar. Başlarında bulunan Abdullah b. Cübeyr: "Nasıl olur da Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in sözünü tutmazsınız?" dedi ama dinlemeyip yerlerini terk ettiler ve olanlar oldu. Gece vakti Ebu Süfyan b. Harb geldi ve dağa çekilen müslümanlara: "Muhammed aranızda mı?" diye sordu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Cevap vermeyin" buyurdu. Bir daha: ''Muhammed aranızda mı?'' diye sorunca, yine cevap vermediler. Üçüncü defa: ''Muhammed aranızda ml?'' diye sordu, ancak Müslümanlar yine cevap vermediler. Sonra: "ibn Ebi Kuhafe aranızda ml?'' diye sordu. Cevap vermediler. Bir daha: ''ibn Ebi Kuhafe aranızda mı?" diye sordu. Yine cevap vermediler. Onu üç defa sorduktan sonra:

''Hattab'ın oğlu aranızda mı?" dedi. Bunu da üç defa sordu, ama yine cevap vermediler.

 

Ebu Süfyan b. Harb: "O zaman bunlardan kurtulduk" deyince, Ömer kendini tutamadı ve: "Yalan söyledin ey Allah'ın düşmanı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Ebu Bekr ve ben işte buradayız ve sağız. Bizden de sana kara bir gün vardır" karşılığını verdi. Süfyan: "Bugün Bedir'in karşılığıdır. Savaş da bir gün sizden, bir gün bizden yanadır" dedi ve: "Hubel uludur" diye ekledi. O zaman Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ona cevap verin" buyurdu. Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! Ne diyelim?" diye sorduklarında: "«Allah daha uludur» deyin ve «daha yücedir» deyin" buyurdu. Sonra bize: "Bizim Uzza'mız var, ama sizin yok" deyince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ona cevap verin" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Ne diyelim?" dediklerinde: "«Allah bizim mevlamızdır. Sizin mevlanız yoktur» deyin" karşılığını verdi. Sonrasında Ebu Süfyan: "Ölen askerleriniz arasında uzuvları kesilenleri göreceksiniz. Ben askerlerime öyle bir şey yapmalarını emretmedim, ama bunu yapmaları da beni üzmedi" dedi.

 

11013. hadiste tekrar gelecektir.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (3039, 3986, 4043, 4067, 4561), Ebu Davud (2662), Ahmed, Müsned (18593) ve İbn Hibban (4738) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا محمد بن عبد الأعلى قال حدثنا المعتمر عن أبيه قال حدثنا السميط عن أنس بن مالك قال لما افتتحنا مكة ثم إنا غزونا حنينا قال فجاء المشركون بأحسن صفوف رأيت قال فصف الخيل ثم صف المقاتلة ثم صف النساء من وراء ذلك ثم صف الغنم ثم صف النعم قال ونحن بشر كبير قد بلغنا ستة آلاف وعلى مجنبة خيلنا خالد بن الوليد قال فجعلت خيلنا تلوذ خلف ظهورنا قال فلم نلبث أن انكشف خيلنا قال فنادى رسول الله صلى الله عليه وسلم يا للمهاجرين ثم قال يا للأنصار يا للأنصار قال أنس هذا حديث عمته قال قلنا لبيك يا رسول الله قال فتقدم رسول الله صلى الله عليه وسلم قائم والله ما أتيناهم حتى هزمهم الله قال فقبضنا ذلك المال ثم انطلقنا إلى الطائف فحاصرناهم أربعين ليلة ثم رجعنا إلى مكة فنزلنا فجعل رسول الله صلى الله عليه وسلم يعطي الرجل المائة ويعطي الرجل المائة مختصر

 

[-: 8582 :-] Enes b. Malik der ki: Mekke'yi fethettikten sonra ve Huneyn'e savaşa Çıktığımızda müşrikler öyle bir dizilmişlerdi ki daha önce böylesine düzgün bir saf görmüş değildim. Önde atlılar, arkalarında askerler, onların arkalarında kadınlar, onların arkalarında koyunlar, onların da arkalarında develer dizilmişti. Biz de bayağı kalabalıktık ve altı bin kişi kadar vardık. Atlıların başında Halid b. Velid vardı. Bizim atlılarımız arkamızda dolanıyordu. Ancak fazla bir zaman geçmeden atlılarımız bozguna uğradı. O anda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) önce: "Ey Muhacirler! Neredesiniz!", sonra: "Ey Ensar! Ey Ensar! Neredesiniz!" diye seslendi.

 

Enes: "Bizimkilerin hikayesi bu şekildedir" der. Biz: "Biz hazırız ey Allah'ın Resulü!" deyince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hucuma geçti. Allah'a yemin olsun ki daha biz düşmana ulaşır ulaşmaz Allah onları hezimete uğrattı. Malları aldık ve Taif'e geri döndük. Taiflileri de kırk gün boyunca kuşatma altında tuttuk. Sonra Mekke'ye döndük. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) elde edilen ganimet mallarında her bir adama yüzer deve verdi.

 

Diğer tahric: Hadisi Müslim 1059 (136) ve Ahmed, Müsned (12608) rivayet etmişlerdir.