التعبئة
39- (Savaşta
Askerleri, Gereken Yerlere) Yerleştirmek
أنبأ زياد بن
يحيى قال
حدثنا أبو
داود عن زهير
وأنبأ عمرو بن
يزيد قال
حدثنا أبو
داود قال حدثنا
زهير عن أبي
إسحاق عن
البراء قال
استعمل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم على
الرماة يوم
أحد عبد الله
بن جبير
وكانوا خمسين
رجلا وقال لهم
كونوا مكانكم
لا تبرحوا وإن
رأيتم الطير تخطفنا
قال البراء
أنا والله
رأيت النساء
باديات
خلاخيلهن قد
استرخت
ثيابهن يصعدن
الجبل فلما
كان من الأمر
ما كان مضوا
فقال عبد الله
بن جبير
أميرهم كيف
تصنعون يقول
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فمضوا
فكان الذي كان
فلما كان
الليل جاء أبو
سفيان بن حرب
فقال أفيكم
محمد فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم لا تجيبوه
ثم قال أفيكم
محمد فلم
يجيبوه ثم قال
أفيكم محمد
الثالثة فلم
يجيبوه فقال
أفيكم بن أبي
قحافة فلم
يجيبوه فقال
أفيكم بن أبي قحافة
فلم يجيبوه
حتى قالها
ثلاثا ثم قال
أفيكم بن
الخطاب حتى
قالها ثلاثا
فلم يجيبوه
فقال أما
هؤلاء فقد
كفيتموهم فلم
يملك عمر نفسه
فقال كذبت يا
عدو الله ها
هو ذا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
وأبو بكر وأنا
أحياء ولك منا
يوم سوء فقال
يوم بيوم بدر
الحرب سجال وقال
في حديث زياد
ثم قال أعل
هبل فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
أجيبوه قالوا
ما نقول يا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال
قولوا الله
أعز وفي حديث
زياد الله
أعلى وأجل ثم
قال لنا عزى
ولا عزى لكم
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
أجيبوه قالوا
يا رسول الله
وما نقول قال
قولوا الله
مولانا ولا
مولى لكم ثم
قال أبو سفيان
إنكم سترون في
القوم مثلة لم
آمر بها ثم
قال لم تسؤني
[-: 8581 :-] Bera anlatıyor: Uhud
savaşında Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) elli kişiden oluşan
okçuların başına Abdullah b. Cübeyr'i koymuştu. Onlara: "Kuşların bizi
kapıp götürdüğünü görseniz bile yerinizden ayrılmayın" emrini de verdi.
Valiahi ben dağa doğru kaçarak tırmanan kadınların halhallarını ve giysilerinin
dağıldığını gördüm. Ancak Müslümanlar müşrikleri hezimete uğratınca okçular
yerlerini terk edip aşağıya inmeye başladılar. Başlarında bulunan Abdullah b.
Cübeyr: "Nasıl olur da Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in sözünü
tutmazsınız?" dedi ama dinlemeyip yerlerini terk ettiler ve olanlar oldu.
Gece vakti Ebu Süfyan b. Harb geldi ve dağa çekilen müslümanlara:
"Muhammed aranızda mı?" diye sordu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem): "Cevap vermeyin" buyurdu. Bir daha: ''Muhammed aranızda
mı?'' diye sorunca, yine cevap vermediler. Üçüncü defa: ''Muhammed aranızda
ml?'' diye sordu, ancak Müslümanlar yine cevap vermediler. Sonra: "ibn Ebi
Kuhafe aranızda ml?'' diye sordu. Cevap vermediler. Bir daha: ''ibn Ebi Kuhafe
aranızda mı?" diye sordu. Yine cevap vermediler. Onu üç defa sorduktan
sonra:
''Hattab'ın
oğlu aranızda mı?" dedi. Bunu da üç defa sordu, ama yine cevap vermediler.
Ebu Süfyan b. Harb:
"O zaman bunlardan kurtulduk" deyince, Ömer kendini tutamadı ve:
"Yalan söyledin ey Allah'ın düşmanı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem), Ebu Bekr ve ben işte buradayız ve sağız. Bizden de sana kara bir gün
vardır" karşılığını verdi. Süfyan: "Bugün Bedir'in karşılığıdır.
Savaş da bir gün sizden, bir gün bizden yanadır" dedi ve: "Hubel
uludur" diye ekledi. O zaman Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Ona cevap verin" buyurdu. Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! Ne
diyelim?" diye sorduklarında: "«Allah daha uludur» deyin ve «daha
yücedir» deyin" buyurdu. Sonra bize: "Bizim Uzza'mız var, ama sizin yok"
deyince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ona cevap verin"
buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Ne diyelim?" dediklerinde: "«Allah
bizim mevlamızdır. Sizin mevlanız yoktur» deyin" karşılığını verdi.
Sonrasında Ebu Süfyan: "Ölen askerleriniz arasında uzuvları kesilenleri
göreceksiniz. Ben askerlerime öyle bir şey yapmalarını emretmedim, ama bunu
yapmaları da beni üzmedi" dedi.
11013. hadiste tekrar
gelecektir.
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (3039, 3986, 4043, 4067, 4561), Ebu Davud (2662), Ahmed, Müsned (18593)
ve İbn Hibban (4738) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا محمد
بن عبد الأعلى
قال حدثنا
المعتمر عن
أبيه قال
حدثنا السميط
عن أنس بن
مالك قال لما
افتتحنا مكة
ثم إنا غزونا
حنينا قال فجاء
المشركون
بأحسن صفوف
رأيت قال فصف
الخيل ثم صف
المقاتلة ثم
صف النساء من
وراء ذلك ثم
صف الغنم ثم
صف النعم قال
ونحن بشر كبير
قد بلغنا ستة
آلاف وعلى
مجنبة خيلنا
خالد بن
الوليد قال
فجعلت خيلنا
تلوذ خلف
ظهورنا قال
فلم نلبث أن
انكشف خيلنا
قال فنادى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يا
للمهاجرين ثم
قال يا
للأنصار يا
للأنصار قال
أنس هذا حديث
عمته قال قلنا
لبيك يا رسول
الله قال
فتقدم رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
قائم والله ما
أتيناهم حتى
هزمهم الله
قال فقبضنا ذلك
المال ثم
انطلقنا إلى
الطائف
فحاصرناهم أربعين
ليلة ثم رجعنا
إلى مكة
فنزلنا فجعل
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يعطي
الرجل المائة
ويعطي الرجل
المائة مختصر
[-: 8582 :-] Enes b. Malik der ki:
Mekke'yi fethettikten sonra ve Huneyn'e savaşa Çıktığımızda müşrikler öyle bir
dizilmişlerdi ki daha önce böylesine düzgün bir saf görmüş değildim. Önde
atlılar, arkalarında askerler, onların arkalarında kadınlar, onların arkalarında
koyunlar, onların da arkalarında develer dizilmişti. Biz de bayağı kalabalıktık
ve altı bin kişi kadar vardık. Atlıların başında Halid b. Velid vardı. Bizim
atlılarımız arkamızda dolanıyordu. Ancak fazla bir zaman geçmeden atlılarımız
bozguna uğradı. O anda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) önce: "Ey
Muhacirler! Neredesiniz!", sonra: "Ey Ensar! Ey Ensar!
Neredesiniz!" diye seslendi.
Enes: "Bizimkilerin
hikayesi bu şekildedir" der. Biz: "Biz hazırız ey Allah'ın
Resulü!" deyince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hucuma geçti.
Allah'a yemin olsun ki daha biz düşmana ulaşır ulaşmaz Allah onları hezimete
uğrattı. Malları aldık ve Taif'e geri döndük. Taiflileri de kırk gün boyunca
kuşatma altında tuttuk. Sonra Mekke'ye döndük. Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem) elde edilen ganimet mallarında her bir adama yüzer deve verdi.
Diğer tahric: Hadisi
Müslim 1059 (136) ve Ahmed, Müsned (12608) rivayet etmişlerdir.